3 Ekim 2015 Cumartesi

UFO Kazası Kalahari Çölü Olayı


UFO Kazası: Kalahari Çölü Olayı
7 Mayıs 1989 günü saat 13:45 sularında bir donanma firkateyni “SA Tafalberg“ Cape Town’daki karargahına, radar ekranında Afrika Kıtası’na doğru kuzey-batı yönünden saatte 5746 deniz miliyle ilerleyen tanımlanamayan bir uçan obje gözlemlediklerini bildirdi. Donanma karargahı, cismin varlığını onaylayarak, onun hava üssü radarları, ordu yer radarı ve Cape Town’daki D.F. Halan Uluslararası Havaalanı radarlarınca da tespit edildiğini bildirdi.
Cisim, saat 13:52’de Güney Afrika hava sahasına girdi. Cisimle telsiz irtibatı kurulmaya çalışıldı, fakat tüm iletişi çabaları sonuçsuz kaldı. Valhalla Hava Kuvvetleri Üssü durumdan haberdar edildi ve olay yerine iki Mirage MIG savaş uçağı gönderildi.
Cisim aniden savaş uçaklarının yetişmesi mümkün olmayan bir hızla yön değiştirdi . Saat 13:59’da Filo lideri Goomen , cismin görülebildiğini ve yerinin radarla tespit edildiğini rapor etti. Orduya, Thor 2 lazer silahı yüklü 2 keşif uçağının havalandırılarak cisme ateş açması emredildi ve bu derhal yapıldı.
Ateş sonrasında, Filo lideri Goomen , cismin kör edici ışıklar yaydığını bildirdi. Cisim sallanmaya başlamıştı fakat hala kuzey yönünde ilerlemeyi sürdürüyordu. Saat 14:02’de cismin irtifa kaybettiği ve dakikada 3000 fit alçaldığı rapor edildi. Kontrolünü kaybeden cisim, aniden büyük bir hızla 25 derecelik bir açı yaparak Güney Afrika-Botswana sınırının 80km. kuzeyindeki Kalahari Çölü’ne düştü.
Filo liderine cisim araziden kaldırılana kadar bölgenin çember içine alınması söylendi. Bir grup hava kuvvetleri istihbarat görevlisi, tıbbi ve teknik ekip ile birlikte incelemelerde bulunmak ve enkazı kaldırmak üzere kaza yerine gönderildi.
Cismin incelemesi sonucu elde edilen bulgular şöyledir:
150 metre çapında ve 12 metre derinliğinde bir krater.
Kraterin içine 45 derecelik bir açıyla saplanmış gümüş renkli, disk şeklinde bir cisim.
Cismin etrafındaki kumlar ve kayalar aşırı sıcaktan eriyerek birbirlerine kaynamış.
Cismin etrafındaki yüksek manyetik ve radyoaktif alan hava kuvvetlerinin elektronik ekipmanlarının çalışmamalarına yol açmıştır.
Takım lideri, objenin detaylıca incelenebilmesi için gizli bir üsse taşınmasını önermiş ve bu yapılmıştır. Daha sonra, çarpışmanın yaşandığı arazi kumlarla ve taş molozlarıyla, doldurularak olaya dair kanıtlar yok edildi.
Aracın Cinsi: Bilinmiyor, Dünya dışı kaynaklı olması kesin..
Orijin: Bilinmiyor- Dünya dışı …
Tanımlanabilir İşaretler: Yok- Aracın yanlarına anlaşılamayan işaretler çizilmiş
Boyutlar: Yaklaşık 20 yarda
Uzunluk: Yaklaşık 9.5 yarda
Ağırlık: tahmini 50 Ton
Yapı Maddesi: Bilinmiyor- Aracın dışı son derece parlak, Düz gümüş renkli, Dış yüzünde hiçbir bağlantı yeri görünmüyor
İtici Güç Kaynağı: Bilinmiyor-Laboratuar sonuçları bekleniyor
Notlar: Araçta hidrolik tipte iniş takımlarının bulunması kazaya elektronik arızaların neden olduğunu düşündürmektedir. Kazaya cismin lazerle vurulması neden olmuş olabilir. Araç hidrolik basınç ekipmanlarıyla açılmış ve içinde iki insanımsı varlık bulunmuştur.
İnsanımsı Varlıkların Tıbbi Raporları
Orijin: Bilinmiyor- Dünya dışı ..
Uzunluk: 1.20-1.35 cm.
Ten Rengi: Grimsi mavi ten, yumuşak ve oldukça esnek
Saç: Vücut tamamen kılsız
Baş: Normal insanınkinden büyük. Kafatası yüksek, başın etrafı koyu mavi işaretlerle kaplanmış
Yüz: Yanak kemikleri çıkık
Göz: Geniş ve yana doğru çekik, göz kapağı yok
Burun: 2 burun deliği var
Ağız: Dudaksız, küçük bir yarık biçiminde ağız yapısı.
Çene: İnsanlarınkine oranla küçük
Boyun: İnsanlarınkine oranla oldukça ince.
Kulaklar: Yok.
Vücut/ Kollar: Uzun ve ince, dizlere kadar uzanıyor.
Eller: Perdeli, pençe biçiminde 3 parmaktan oluşuyor.
Gövde: Göğüs ve karın çizgilerle kaplı
Kalça: Küçük, dar
Bacaklar: Kısa ve ince
Cinsiyet: Cinsel organ bulunmuyor.
Ayaklar: 3 parmaklı, tırnaksız.
Not: İnsanımsı varlıklardan her hangi bir kan ya da doku örneği alınamadı. Kendilerine çeşitli yiyecekler sunulduğunda yemeyi reddettiler. İletişim şekillerinin telepatik olduğu sanılıyor. Varlıklar, Hava Kuvvetleri Üssünün 6. Katında tutuluyorlar.
Kaza sonrasında ele geçirilen iki varlığın daha ayrıntılı bir inceleme yapılmak üzere 23 Haziran 1989’da Wright-Peterson Üssü’ne gönderilmesi istendi.

0 yorum:

Yorum Gönder